• Mekan-Gezi

    Nakka Galata

    Geçtiğimiz günlerde gezginnerede.com ile İstanbul Yüksek Kaldırım’da yeni açılan Nakka Galata’ya kahvaltıya gittik. Hem yeni bir mekan olduğu için tanıyalım hem de kahvaltı seçeneklerimize bir yenisini ekleyelim diye. 🙂  Alışık olunan kahvaltıcıya gitmek güzel şey. Bir defa hayal kırıklığı olasılığını en aza indirmiş oluyorsunuz. Ama hep aynı yerleri kahvaltı için seçmenin sıkıcı tarafları da olabilir tabi. Bu yüzden bir iyi kahvaltıcıdan daha da iyisi iki iyi kahvaltıcıdır diyerek bir tekerleme yaratmış olalım ve gelelim Nakka Galata’nın kahvaltısına… Kahvaltıda memleket turu dedikleri bu olsa gerek. Kars kaşarı, Malatya lavaş peyniri, reçel içinde Erzincan tulum peyniri, Kıbrıs hellim peyniri, Erzurum çeçil peyniri ve Ezine peyniri ile peynir tabağı gayet dolu. Onun dışında…

  • Kitap

    Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar – Serhan Ergin

    Yeni yazarlardan Serhan Ergin’in adını duymuştum, Kütüphanede ödünç bölümünde görünce kitabını sevindim. Bazen yeni bir yazarla tanışmak için kütüphane iyi seçenek çünkü sevmezseniz diğer kitaplarına karşı kayıtsız kalabiliyorsunuz, severseniz artık sizin yazarınız oluyor. Ergin konusunda ise kararsız kaldım. Bize Kalsa Böyle Geçerdi Akşamlar Ankara’yı fon alan minimalist bir roman. Mahir, Zafer ve Filiz var sadece romanda. Mahir iç sesini anlatıyor biz dinliyoruz. Hikaye sade: Mahir ve Zafer iyi dosttur ve bir gün Zafer’in sevgilisi Filiz katılır aralarına. İkili erkek dostluğunun içinde bir kadın… Zafer’in hiç farkında olmadığı garip bir ilişki başlar aralarında. Daha doğrusu başlayamaz, başlasa bitemez. Yazar kitabında Ankara’yı fon alırken orada az çok yaşayan hemen herkesin bileceği Ankara…

  • Mekan-Gezi

    Neden Kapandı?

    Bu satırları Gayrettepe Starbucks’tan yazıyorum. Hemen yanındaki minik kahve dükkanının camına Devren Kiralık yazısı asıldı bile. Evet bugünlerde ekonomi iyi gitmiyor ve pek çok küçük işletme kapısına kilit vuruyor. Ama bu dükkancık neden kapandı? Neden Starbucks’ta oturduğum iki saat içinde bile arkamdaki tezgahtan yüzlerce kez “hoş geldiniz, siparişinizi alabilirim” seslenişi duyarken orada kimsecikler kahve içmedi? Çünkü aslında büyük, büyük, çok büyük bir çoğunluğun iyi kahve içme derdi yok. Sadece kahve içmek istiyoruz, bu bir moda olarak gözümüzün içine içine sokuldu. Avuçlarımızın arasında o sıcak kartonu hissetmeyi seviyoruz. Alıştık da buna. Elbette kötü bir şey değil. Hatta Starbucks’ın kahveleri bahsedildiği kadar kötü de değil. Mesela az önce bana çok yumuşak gelen…

  • Mekan-Gezi

    Sour&Sweet Artisan Fırın

    Dün Cadde’ye hem arkadaşlarımla buluşmak hem de adını duyduğum Sour & Sweet Artisan Bakery ekmeklerini tatmak için gittim. Ekmek üzerine bu kadar kafa yorulması çok hoşuma gidiyor çünkü Türkiye bir tahıl cenneti iken bile (şimdi maalesef tahıl ithal eder olduk) bildiğimiz ekmek sayısı çok sınırlıydı. Beyaz ekmeki kepekli ekmek ve çiçek ekmek. 🙂 Sonra sonra hayatımıza tam buğday girmeye başladı. Alman ekmekleri ile tanıştık tezgahlarda. İçine türlü türlü yemişlerin katıldığı ekmekler, haşhaşlarla süslenmeye başladı derkeeen nihayet babaannelerimizin ekmek kültürüne döndük ve ekşi mayayı yeniden hayatımıza soktuk. Hiç unutmam bir arkadaşım çocukken köyde yaşadıklarını anlatmıştı. “Babam şehre gittiğinde francala isterdik. Francala bizim için o kadar değerli bir şeydi ki ninemin yaptığı…

  • Mekan-Gezi

    Fahham Kuruçeşme

    Geçtiğimiz ay Kuruçeşme’de açılan Fahham, gerek dekorasyonu gerek menüsüyle İstanbul’un iyi mekanlarından biri olmaya aday. Dış cephesi ahşap ve turkuaz renklerden oluşan Fahham’ın  dekorasyonunda da turkuaz ve bakıra ağırlık verilmiş. Alt katta pastane, orta katta yemek salonu ve nargile balkonu bulunan binanın en üst katı da teras. Büyük, geniş, toplantı ve kalabalık yemekler için de uygun bir yer. Biz hava soğuk olduğu için orta katta oturmayı tercih ettik. Son dönemde pek çok yerde Bonna tabaklar kullanıldığını görüyorum. Bu tabakların turkuaz ve kum rengi olanlarına bayılıyorum. Burada farklı renklerinde kullanıldığı şık bir servis aldık. Fotoğrafta gördüğünüz topların içinde makarna var. Çok güzeldi. Farklı bir makarna deneyimi isterseniz bu makarna toplarını sipariş…

  • Kitap

    Huzur- Ahmet Hamdi Tanpınar

    Mahur Beste’yi bir anlatışı vardır okumalara doyamazsın. Kitaptan taşar Dede Efendi’nin Mahur Beste’si… Hatta Tanpınar bununla da yetinmez Mahur Beste adında başka bir kitap da yazar. Huzur denince aklıma ilk gelendir Mahur Beste. Batı Doğu… Entelajansiyamızın değişmez sorunudur. Edebiyatta, sanatta aslında bu doğu-batı sorunsalı çok işlenmesine rağmen derinliğine fazlasıyla inilmediğinden midir nedir bugün entel-dantel söylemini kapıları açmış olabilir mi? Mümkün! Tanpınar’ın bu tartışmaya sağlam argümanlarla katıldığını eserinde görebiliriz. Tanpınar’ın Huzur’unda kendi kültürünü üreten ve yaşayan bir İstanbul ve hüzünlü bir aşk öyküsü var. Suad, Nuran, Mümtaz, İhsan… Karakterlerin başarıyla çizilen içsel dünyası ve yazarın usta betimlemeleri…. ” Bu sabahın sazlarını denemeye hazırlandığı saatti. Biraz sonra kainatın çatısı yeniden kurulacaktı.” Kainatın…

  • İlişkiler

    O sana uygun mu?

    Hani bu devirde aşkı bulmak çok zor ya, ondan mıdır bilinmez aşkı gördüğü yerde üzerine atlıyor insanlar. Ama bir yerlerde hatalar da olmuyor değil. Bir ilişkisi olduğu halde çok kişi mutsuz, mutsuzluğunun nedenini de tam ifade edemiyor kendine. Güvensiz yürüyor ilişkinin içinde. Eğer bir an kendimize dışarıdan bakabilseydik acaba ilişkimizin “gerçek”, aşkımızın da “ölümsüz” olduğuna ikna olur muyduk? Gelin dışarıdan bakalım, bu yazımızda. O sana uygun mu? Sen bu ilişkinin insanı mısın? Sahi sen hala kendin misin? Her tartışmadan sonra sürekli kendimi sorgulamak zorunda kalıyorum. Arkadaş çevremin bana faydalı olmadığını her fırsatta söylüyor. Kariyerim için çabalamamı boş görüyor. Onun için elde ettiklerimle yetinmem gerekiyormuş. Kıyafetlerimi onun sevdiği şekilde seçtiğimi farkettim. Çok…

  • Kitap

    Şahname-Firdevsî

    Geçenlerde  Şahname konu olmuştu. Şahname anlatılmaz yaşanır demek yeterli gelmedi, dilim döndüğünce tanıtmaya çalışacağım. Tarihte pek çok Şahname yazılmış ama bunların içinde en kıymetlilerden biri Firdevsî’nin Şahname’si. 1021’de ölen Ebû’l-Kasım-i Firdevsî bir dikhân ailesindendir. Dikhan aileleri zengin, toprak sahibi ailelerdir ve kendilerini İran kültürünün koruyucusu olarak görür ve kültür mirasını nesilden nesile aktarmak için yaşarlar. Firdevsi de Şahname‘yi yazdığı 35 yıl boyunca bu maddi zenginliği tüketmiş, hatta dara düşmüş ama bir Şahname yazdığı halde sultandan hiç bir yardım talep etmemiştir. Sanatkar, musiki seven bir hanımla evlendiği ve eserin kimi bölümlerinde eşinin de ona yardımcı olduğu bilinir. Firdevsi eserini yazaken Avesta, Kur-an’ı Kerim, Tevrat ve Hudayname gibi kaynaklardan feyz almış, eski…

  • Sosyal Medya-Teknoloji

    Instagram’da Basilur Tea Çekilişimiz

    Yeni yılın yaklaşmasıyla Instagram’da çekilişler arttı. Biz de Stilika olarak yeni yıl hediyelerimizin ilkini çok sevdiğimiz çay markalarından biri olan Basilur Tea ile gerçekleştirdik. Basilur Tea sektörel fuar ve festivallerden aşina olduğumuz bir marka. Yaklaşık bir yıldır çaylarını tüketiyorum ve Basilur Tea çayları hem lezzetleriyle hem de şık tasarımlı kutularıyla beni mest ediyor. O yüzden çok içime sinerek yaptım bu çekilişi. Zaten prensip olarak instagram’da kendi kullanmadığım, deneyimlemediğim hiç bir şeyi paylaşmamaya dikkat ediyorum. Hediye çekilişlerinde bu benim için bir kat daha önem kazanıyor.  Basilur Tea Türkiye ile ortaklaşa gerçekleştirdiğim çekiliş tam bir hafta sürdü ve 22 Aralık günü Instastory’de ayrıntılarını yayınladığım çekilişle son buldu. Tüm katılımcıların yorum ve repostlarına…

  • Mekan-Gezi

    Retro Burger: İlk 5’e girer!

    Bugün size evimin hemen arkasında olup yıllardır bir türlü gitmeye fırsat bulamadığım Retro Burger’den bahsetmek istiyorum. İnsan mekan keşfinde burnunun ucundakini atlıyor galiba. Retro Burger’in önünden bin kez geçmişimdir. Sosyal medyada da burger mekanı tavsiyelerinde sık sık rastladım kendisine. Ama gitmek için gerçek anlamda iyi burger aşerdiğim bir günü bekliyormuşum demek ki.  Küçük bir mekan burası. İçeride bir kaç masa var, Dışarıya oturma grupları yerleştirmişler. Ye-kalk konseptine çok uygun. Duvarlarda Marilyn Monroe ve Charlie Chaplin’le karşılıyor sizi. Eğlenceli mi, evet! İlk gidişimde Süper Mario burger seçtim. Burger’lerini çok tatlı isimlendirmişler. Kara Murat, Zorro, Supermen, Süper Mario…. Çocukluğumuzun süper kahramanları fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere dev burgerler olmuş emekliliğin tadını çıkarıyorlar. Süper…

  • Genel,  Mekan-Gezi

    YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

    Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO. YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış. YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden…

  • İlişkiler

    Erkeklerin En Sevdiği Küçük Parçalar

    Kadınların erkek arkadaşlarıyla buluşmalarında çok küçük ama önemli bir ayrıntı vardır ki, kadınların bir kısmı bunu bilmez, bilenlerin bir kısmı da önemsemez. Erkekler küçük parçalardan hoşlanırlar. Özellikle ilk buluşmalarda kadınları yalın halleriyle tanımak isterler. O yüzden kadınlar eğer bir erkeğin ilgisini çekmek istiyorlarsa işe küçük parçalardan başlamalılar. Öncelikle Küçük Elbise: Fırfırlı, dökümlü, kat kat elbiselerinizi başka davetlere saklayın ve ilk akşam yemeğinize küçük bir elbise ile çıkın. Vücut hatlarınızı belirginleştiren bir elbise ile kendinizi çok açık bir şekilde ortaya koyduğunuzu bu yolla belli edebilir ve güvenli bir kadın imajı çizebilirsiniz. Mutlaka Küçük Çanta: Erkekler büyük çantaları sevmiyorlar. Bavul gibi kadın çantalarının erkekte uyandırdığı ilk düşünce “kafasının içi de çantası gibiyse”…

  • aylin-temizkan
    İş Fikirleri

    Örmek gibisi yok! Smyrna Örgü Evi

    Uzun süre sonra eline şişleri yünleri alıp örgü örmemi sağlayan biri varsa o da Instagram ve Facebook’tan takip ettiğim Aylin Temizkan. Evet bu satırların yazarı iyi örgü örerdi ama yıllar önce şişleri kaldırmıştı ve kaldırış o kaldırış.Şimdi kış yaklaşırken yeniden bir kazak başladıysam Smyrna Örgü Evi sayesinde. Ben kazak dedim ama Smyrna Örgü daha çok dekoratif örgüleri ile dikkat çeken bir sayfa.Kalemlikler, kitap ayraçları, paspaslar, battaniyeler, çeşit çeşit bereler ve neler neler. Kimi şişle, kimi tığla örülen her bir şey başlı başına bir emek. Mesela bu kalemliklere bayıldım. Bunların sepet şeklinde olanlarına da. Ben bildiklerimi paylaşmayı severim ve benim gibi düşünen insanları da seviyorum doğal olarak. Smyrna Örgü sayfasında bazı…

  • Mekan-Gezi

    Sizin Pideniz Neli?

    Baştan söyleyeyim ki benimki kıymalı yumurtalı! Çocukluğumdan beri pide denince kıymalı yumurtalı derim, çok sevdiğim kavurmalı  da ikinci sırada gelir. Sonra pastırmalı sonra ıspanaklı… Bu liste uzar. Velhasıl pideyi severim. Geçtiğimiz hafta sonu Neli Pide’ye de kıymalı yumurtalı hayaliyle gittim. Ha bir de her yerde pide yiyemem ben. En sevdiğim pideci de kapanınca uzun süredir iyi pide yememiş olmamaktan kaynaklı yüksek beklenti de söz konusuydu. Tabi pideye gelmeden önce sürpriz kahvaltıdan söz etmem gerekiyor. Neli Pide bizi otantik Ordu kahvaltısı ile karşıladı. Lahana turşusu kavurması ve taze fasulye kavurmasını görünce gözlerim yaşaracaktı neredeyse. Çünkü bu beni hemen 18 yaşıma götürdü. Fatsa’nın minik beldesi Kumru’da arkadaşımın annesinin “sen çok zayıfsın, ye kızım…

  • Genel,  Mekan-Gezi

    Paysage Kalamış

    Geçtiğimiz hafta yağmurlu bir öğleden sonra rakısı içmek için Paysage Kalamış’taydık. Yağmurda, camekan kenarında denize nazır oturup dostlarla muhabbet etmek gibisi yok. Kalamış Marina’nın en solunda kalan, hafta içi  gündüz ve akşamları sakin, hafta sonu ise mutlaka rezervasyonla gidilmesi gereken bir mekan. Peyseyç, payseç ,peysaç derken doğru telaffuzunun peyzaj olduğunu, İnstagram Story’deki hikayeme yanıt veren bir takipçim sayesinde öğrendim. 🙂 Bu arada siz Stilika’yı Instagram’dan takip ediyor musunuz bilmiyorum ama edin bence. 🙂 Sadece mekan değil, hoşuma giden farklı yeme içme deneyimlerimi de oraya taşıyorum. Story’yi de sevdim çünkü nedense Snapchat’e alışamamıştım. Tek uygulamada çok fonksiyon daha mantıklı bence. Paysage Kalamış mezeleriyle gönlümü fethetti desem yeridir. Eğer iyi meze varsa…

  • Mekan-Gezi

    Pür Cihangir’de Kahvaltı

    Hafta sonu yapılan uzun kahvaltılar vardır hani… Geçiştirilmeyen, özenle hazırlanan, çocukluğumuzun yumurtalı ekmekleri, bişileri ve mis gibi reçelleriyle süslenen. İşte bu kahvaltıyı hafta içine taşımak için Cihangir’e doğru yola çıktık. İstanbul’un tadına doyulmaz sonbaharı da bize eşlik etti. Cihangir’i öteden beri severim, artık kahvaltıcıları sayesinde bana da daha çok gitme fırsatı doğduğu için mutlu oluyorum. Pür Cihangir, Havyar Sokak’ta ufak ve samimi bir aile işletmesi. Sahibesi Hülya Hanım emekli bir kimyager olduğu için besin analizi konusunda gayet bilgili ve Pür Cihangir’de sunduğu her ürünün ekolojik olmasına da çok dikkat ediyor. Kahvaltıda sunduğu her şeyi yerinden getirtiyor. Yumurtasını Feriköy Ekolojik Pazarından alıyor, zeytinler Trilye ve Burhaniye’den. Mis gibi bi tereyağı sundu…

  • Mekan-Gezi

    Sapanca’da Kış Başka Güzel

    Şehir hayatının koşuşturmacası içinde genellikle duvarlar ve yüksek binalar arasında hapsoluyoruz. Belki doğadan ne kadar uzak kaldığımızı bile fark etmiyoruz. Oysa karşımıza çıkan ilk tatil fırsatında kendimizi doğaya atmaya, şehrin keşmekeşinden uzaklaşıp soluk almaya ne kadar da çok ihtiyaç duyuyoruz. Bol oksijenli tertemiz havada yürüyüşler yapmak, bir ağacın altında kitap okumak, kuş cıvıltılarını, cırcır böceklerinin şarkılarını dinlemek, yeşille mavinin birleşiminde huzuru bulmak vücudumuzu adeta yeniliyor, elektriğimizi alıyor. Evet, doğa tatili demek en başta huzur demek, özgürlük demek. İşte doğa otelleri de bize tüm bu duyguları konforla birleştirerek sunuyor. Doğa otellerinin en güzel yanı ise her mevsime uygun olmaları, her mevsimde ayrı lezzet sunmaları. Yaz sıcağında orman ya da göl kıyısında…

  • Sosyal Medya-Teknoloji

    Sanal Zorbalıkla Başa Çıkabilme

    Sanal zorbalık ya da sosyal medya zorbalığı geçen gün TV360’da Yeşim Salkım’ın konuğu olarak katıldığım Yeni Bir Sen programında gündeme geldi. Konuklardan birinin eşinin iki çocuğunu bırakarak eve terketmesi ve uygunsuz fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılması ile aslında kadınlara internette para kazanma tüyoları olan konumu bir tarafa bırakarak sanal zorbalıktan bahsetmeye başladım. Daha sonra gerek Instagram’a gerekse Facebook’a öyle çok mesaj düştü ki sanal zorbalığın boyutlarının tam da tahmin ettiğim gibi toplumda çok yaygın olduğunu bir kez daha gördüm ve bir yazı kaleme almaya karar verdim. Zorbalık hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor, işyerinde, okulda, evde, akraba çevresinde… Bizim için çok ciddi sonuçları da olabiliyor ancak gerçek yaşamda zorbalığına maruz kaldığımız kişileri…

  • Mekan-Gezi

    Esra Erol’la Oba Makarna Yaptık. Çok da güzel oldu!

    Yaz boyunca hemen hemen bir etkinliğe katılmayıp ancak Eylül ortasından sonra kendime fırsat yaratabildim ve ilk etkinlik için dün sabah evden çıktığımda “bugün ne tüyolar alacağım şefimden” diye düşünmeden edemedim. Evet İstikamet CityCooks Mutfak Okulu ve Oba Makarna etkinliğinde eminim güzel bir reçete beni bekliyor. Oba Makarna son dönemde reklam filmi ile gündeme oturmuş bir marka. Aslında 1966 yılından beri böyle bir marka varmış ve 2012 yılında atağa geçmiş. 80 ülkeye ihracat yapıyor, Gaziantep’teki fabrikalarında günde bir ton üretim yapılıyor. Bu bilgileri Oba Makarna Yönetim kurulu üyesi İpek Cıncıkçı’dan alma fırsatı buldum. Gaziantep ve Güneydoğu Anadolu buğdayı kullanmaları benim için önemli bir ayrıntı çünkü sanayileşme ve çevre kirliliğinin hala bozamadığı…

  • İlişkiler,  Sosyal Medya-Teknoloji

    Niceyaslara, Nice Hediyeler Bulun

    Özel günlerin vazgeçilmezi hediyeler, önemsediğiniz insanlar için bir şeyler yaparak onların kendilerini biraz daha özel hissetmelerini sağlamak istediğinizde başvuracağınız araçların başında gelir. Aslında hediyeden çok, hediyenin ona sahip olan kişi üzerinde bıraktığı hissiyat ve sebep olduğu mutluluktur önemli olan. Ancak yine de hediye almak ince düşünce ve özen gerektirir. Zira hediye seçimi kişiye özel yapıldığında daha da anlam kazanır. Bu aşamada hangi özel gün için ve hangi yakınınız için hediye alacağınız belirleyicidir. Anneniz için alacağınız bir hediye büyük olasılıkla sevgiliniz, eşiniz veyahut da çocuğunuz için alacağınız hediyeyle aynı olmayacaktır. Unutmayın; karşınızdakine ne kadar “ona özel”, onun kişiliğine, yaşam tarzına, karakterine ve beğenilerine uygun bir hediye alırsanız kendini o kadar kıymetli…