Mekan-Gezi

Neden Kapandı?

Bu satırları Gayrettepe Starbucks’tan yazıyorum. Hemen yanındaki minik kahve dükkanının camına Devren Kiralık yazısı asıldı bile. Evet bugünlerde ekonomi iyi gitmiyor ve pek çok küçük işletme kapısına kilit vuruyor. Ama bu dükkancık neden kapandı? Neden Starbucks’ta oturduğum iki saat içinde bile arkamdaki tezgahtan yüzlerce kez “hoş geldiniz, siparişinizi alabilirim” seslenişi duyarken orada kimsecikler kahve içmedi?

Çünkü aslında büyük, büyük, çok büyük bir çoğunluğun iyi kahve içme derdi yok. Sadece kahve içmek istiyoruz, bu bir moda olarak gözümüzün içine içine sokuldu. Avuçlarımızın arasında o sıcak kartonu hissetmeyi seviyoruz. Alıştık da buna. Elbette kötü bir şey değil. Hatta Starbucks’ın kahveleri bahsedildiği kadar kötü de değil. Mesela az önce bana çok yumuşak gelen americanomun içine bir shot daha rica ettim ve ücretsiz eklendi.

Neyse konuyu dağıtmayayım. Yan tarafta bu olmuyordu işte. O dükkancıkta ne zaman “bu kahvem eeee fazla sulu” desem sanki küfretmişim gibi bakıldı yüzüme. Çekirdeği sorduğumda “özel blend” cevabının ötesinde bir cevap alamadım. Tamam zaten blend, fazlası işletmeyi zorluyor biliyoruz ama nedir blendinizin özelliği? Yok! “Bildiğimiz Rio Minas çekirdek kullanıyorum işte, zaten ülkeye giren çekirdeğin yüzde doksanı Rio Minas” diyemedi. Bir shot daha istediğimde her seferinde çıkarıp bir beş lira daha ödemek zorunda kaldım.

Peki her seferinde neden gittim? Çünkü kahraman bakkal süpermarkete karşı fikri hoşuma gitti. Sen gel Gayrettepe’de bunca plazanın dibinde Starbucks’a rakip ol. E sevimli bir hareket her haliyle. Belki buranın kalabalığından, bitmek bilmeyen sıradan nemalanacağını da düşündü arkadaş. (Kahve aşkı falan diyemiyorum, kahve aşkın varsa başka kaygılar yansır dükkanına) Yansımadı hiç.

kahveVelhasıl Starbucks kazandı.

Çünkü evimdeki elektrik kesintisi nedeniyle burada yayıldım ve saatlerdir bir latte, bir americano ile oturabiliyorum. Kimsenin de tepeme gelip ne içersiniz demeyeceğini biliyorum.

Çünkü sınırsız internet var bir çok işimi halledebildim. Bu yazı da dahil.

Çünkü canım sıkıldığında gidip gazetelikten istediğim dergiyi okuyabiliyorum.

Çünkü yanımda oturup çalışan arkadaştan rica edip telefonumu dahi bırakıp tuvalete gidebiliyorum.

Çünkü barista arkadaş beni tanıdı. 🙂

Evet bu çok güzel. Adımı bardağın üzerine yazarken “Rabia Hanım ben sizi tanıyorum, galiba instagram’daki kahve paylaşımlarınızdan…” dedi. Diğer dükkancık ise defalarca orada check-in yapmama ve paylaşmama rağmen bir kez bile gülerek karşılamamıştı. Bir kez dahi bir merhabasına şahit olmamıştım.

Mahallenizin gülen esnafını koruyun, sevin, kollayın. O da sizi severse direnebilir, yoksa apansız devren kiralık yazar cama ve hemen yan tarafta oturup orada hiç de güzel vakit geçirmediğinizi düşünüp “ekonomi kötü ya ondan” derken bulursunuz kendinizi.

Diyeceksiniz ki çok mu yalnızsın da Starbucks sıcaklığına sığınıyorsun. Hayır yalnız değilim ama sıcak olduğu kesin. Mahalledeki elektrik kesintisi kırk (40) saati aştı ve donuyoruz. Siz olsanız siz de sığınırdınız.

Tanışırız elbet. :)

4 Comments

  • Hüma

    Bu sorunu ben de defalarca yaşadım. Kadıköyde konseptini, dekorunu, müziğini, bir şekilde bir şeylerini sevdiğim pek çok işletmeye dövecek gibi davrandıkları için gitmiyorum. Tüketiciyi mahalle esnafına çağırmadan mahalle esnafı sıcaklığı nasıl olur öğrenmeleri lazım

    • Rabia Çalhan

      Evet çok doğru bir tespit bu. Biz “müşterilerimize müşteri bile demiyoruz, onları misafirimiz kabul ediyoruz” yüzeyselliğinden de çıkıp mahallemizin esnafı olmaya çalışsalar kabul görecekler. Snobluğu samimiyet gibi görenlere hiç girmiyorum bile. Sevgiler.

  • Nilgün Karakaş

    Kahveciler şu snob tavırlarından vazgeçseler, insana insan gibi davranmayı öğrenseler belki bizler gibi onlara destek olmaya çalışanların şevki kırılmaz. 100lerce mekan var, benim de seçme özgürlüğüm var, ben her daim mekan sahibi veya baristayla iki çift laf edebileceğim mekanları tercih ediyorum. O küçük mekanları bizim gibi “müdavimler” ayakta tutuyor çünkü.

Siz yazın biz mutlaka size döneriz! İnanmazsanız deneyin. :)