İlişkiler

Huzurevi Ziyareti ve İzlenimlerim

Sevgili Oya Emerk “bir huzurevini ziyaret edelim” dediğinde hemen “tabi ki” dedim. Çünkü her ne kadar huzurevi ziyaretini aksatmayalım desek de bir plan yapmadığımız müddetçe gitmiyoruz, gidemiyoruz. Bir şekilde günlük işlerin yanında buna vakit bulamıyoruz ya da unutuyoruz… Hatta kendilerini oralarda kötü hissedecekleri için gitmeyenler de oldukça fazla.

Doğrusu huzurevlerinde ben de kendimi iyi hissetmiyorum. Hüzünleniyorum, çoğu zaman ne yapacağımı şaşırıyorum. Bırak sohbet etmeyi, hal hatır sorarken bile bu yaşlı yürekleri üzer miyim diye düşünmekten strese giriyorum. Yine de kaçmamak gerekiyor bu sorumluluktan. Eğer ömrünün son demlerini yaşayan bir insan ziyaretimden mutlu olacaksa benim ruh halimi toparlamam da on dakikadan fazla sürmez.

Bu düşüncelerle Cuma günü blogger arkadaşlarımla Bostancı’da buluştum ve Dragos’taki Doğa Huzurevi’ne doğru yola çıktık. Herkes evde yapıp hazırladığı lezzetli ikramlıkları getirmişti. Doğrusu yemek blogger’larının mutfaklarda harikalar yarattıklarını bildiğim halde kurulan sofraya ben bile şaşırdım. Su börekleri, çeşit çeşit kekler, kısırlar, mercimek köfteleri, baklavalar, sarmalar…. Elbette yaşlılarımızın servislerini bakıcıları yaptı. Çünkü onlar kimin ne hastalığı olduğunu ve neleri yiyip yememesi gerektiğini iyi biliyorlar.

ziyaretcilerDoğa Huzurevi ziyaretimizi en üst kattaki sosyal alanda gerçekleştirdik. Bir yandan ikramlıklar yenirken bir taraftan da sohbetler ettik. Huzurevi müdürü akordeon çaldı ve şarkılarıyla bize eşlik etti. Hatta bir ara kalkıp oynadık da. Baştaki biraz çekingen biraz telaşlı çokça da hüzünlü hava dağılıverdi.

Huzurevi Ziyaretimiz ve Eleştiriler

Bu etkinliğimizi sosyal medyadan duyurduğumuzda “neden özel huzurevine gittiniz ki, onların her şeyi var, asıl devlet huzurevlerinde kalanları ziyaretçileri çok az, ihtiyaçları da çok fazla” eleştirileri de duyduk. Kesinlikle haklılar. Eğer imkan olsaydı biz de önceliği devlet huzurevi ziyaretine vermek isterdik. Ancak maalesef devlet huzurevleri bu tür ziyaretleri kabul etmiyormuş. Bunun nedenini bilmiyorum. Bir şikayet olabilir kaygısı mı, yoksa organizasyon tecrübesizlikleri mi? Oysa ki önceden çok rahat ziyaret edilebiliyordu sosyal hizmet kurumları.

Hatta aranan özel huzurevlerinden bile sadece Doğa Huzurevi dönüş yapmış. Hal böyle olunca da zaten ihtiyaç karşılamaya değil sohbete gittiğimiz için özel ya da devlet fark etmedi bizim için.

ziyaretYaşlılarımızın fiziki durumlarını iyi gördüm. Bakımları yapılıyor, yardımcı olunuyor. Zaten aileleri sık sık ziyaret ediyormuş. Kapalı kamera sistemi ile günün her dakikası izleyebiliyorlar da. Ama tabi bir mutluluk yok yüzlerinde huzurevi sakinlerinin. Gülümsemeleri için bir neden kalmamış gibi. Beni en çok da bu üzdü.

Kimseyi yargılayamam, sorgulayamam. Ülkemizde huzurevi algısı çok oturmadı daha. Bir terkedilmişlik kavramı eşlik eder huzurevine her zaman. Yine de ayık ücreti hiç de düşük olmayan bu huzurevleri yerine neden büyük, ferah evlerimizde anne babalarımıza yer açamıyoruz ki diye düşünüp durdum. Öyle ya, onlar bizi büyütürken bir göz evde oturmayı bile göze almışlardı oysa ki. Zor şeyler bunlar. Zor kararlar…

Huzurevi ziyaretinde bir kaç saat bile olsa onlarla sohbet etmek umarız kendilerine de çok iyi gelmiştir. Bir daha böyle bir ziyaret düzenlenirse yine katılmak isterim. Katılan tüm arkadaşlarımıza ve ziyareti organize eden sevgili Oya Emerk’e çok teşekkür ederim.

Oya Emerk : oyascuisine.com

Sibel Yalçın: sibelyalcin.com.tr

Selma Mollaoğlu: mutfakvetatlar.blogspot.com.tr

Gönül İler: eyvahyemekyandiocakbatti.com

Şef Nazmiye Meriç

Aylin Gökçeoğlu: http://yiyoziciyozgeziyoz.blogspot.com.tr

Sevda Evkuran Alphan: http://www.harikalarmutfagi.com.tr/

Arzu Batur: www.lezzettramvayi.com

Zübeyde Saraçoğlu: www.zubeydesaracoglu.com

Birgül Erdoğan: http://birgulunlezzetleri.blogspot.com.tr

Tanışırız elbet. :)

14 Comments

Siz yazın biz mutlaka size döneriz! İnanmazsanız deneyin. :)