İlişkiler

Her Şeyi Doğru Yapıp, Hiç Bir Şeyi Doğru Yapamamak

Dün “iletişim” kutumuza bir mesaj düştü. Okurumuz adının gizli kalmasını isteyerek Erkekleri Etkilemenin ve Kendine Bağlamanın Yolları yazımıza vurgu yapıyordu. Değiştirmeden size sunmak istiyoruz. (Bunu yayımlamak için kendisinin iznini aldık. Sadece cümlelerin daha iyi anlaşılması için imla kurallarına uygun olarak düzenledik.)

“Merhaba, Stilika’yı uzun süredir takip ediyorum ve yazılarınızı çok beğeniyorum. İlişkiler konusunda gerçekten çok yol gösterici yazılar yazıyorsunuz ama ne yalan söyleyeyim, yazdığınız yazılar benim ilişkimi hiç de düzeltemiyor. Size yazıyorum çünkü bana yol gösterebileceğinizi düşünüyorum.

Eşimle iki kez evliliğin eşiğinden döndüm. Birinde aileler arası anlaşmazlık vardı ve biz galiba bunun altından kalkamadık. Sonra yine de birbirimizen vazgeçemedik ve yeniden nişanlandık. Bu sefer de onun işini kaybetmesi ve psikolojisinin bozulması yüzünden nişanı attık. Sonra iki yıl kadar birbirimizi görmedik. Yeniden karşılaştığımızda da bu sefer çok uzatmadan evlenmeye karar verdik.

Ailelerimize bile haber vermeden nikah kıydık. Daha sona düğünümüzü de yaptık tabi ki.

Ama evlendikten sonra da sorunlarımız devam ediyor. Aslında hiç sorun yokmuş gibi görünüyor ama biliyorum ki sorun var. Eşim bana karşı artık hiç ilgili değil gibi geliyor. Akşam ikimizde işten geliyoruz, yemeğini hazırlıyorum, evin işlerini yapıyorum, çayını içiyor, işte akşam ne yapılacaksa onu yapıyoruz evde. Sonra gidip yatıyor. Ben sürekli olarak onu memnun etmek için çabalıyorum ama genellikle yemeği beğenmiyor, yatağın ütüsünü beğenmiyor, ya ayıptır söylemesi onu memnun etmek için giydiği geceliklerden bile memnuniyetsiz. Hiç heyecan yok. Beni seviyor, biliyorum. Ben de onu çok seviyorum ama heyecan yok, sanki sürekli evliliğimiz bitecekmiş gibi bir korku yaşıyorum. Bunu söylediğimde de “saçmalama” diyor. Bana ne önerirsiniz? ”

Her Gün Oyuncak Alınan Çocuklar

Okurumuzun mesajı biraz daha devam ediyor ama bu kadarı yeterli olacaktır sanıyoruz. Kendisi 4 yıldır evli. İkisi de çalışıyor. Çocukları yok.

Öncelikle iyi bir aile terapisti işe yarayabilir. Eşlerin birbirleriyle konuşmaları yeterli gelmediği zamanlarda bir terapist eşliğinde sorunlarına çözüm aramaları çok etkili bir yöntem. Ama pek çok kişi evlilik terapistini zaman ve para kaybı olarak görür. Özellikle de erkekler terapiste gitme fikrine çok sıcak bakmazlar. Hele ki ortalıkta bir sorun olduğunu düşünmüyorlarsa neden gitsinler ki!

O zaman okurumuza ikinci önerimiz kendi korkularıyla yüzleşmesi gerektiğini söylemek olacak. Daha önce iki ayrılık yaşanmış ve bir bedel ödeyerek evlenmeyi başarmış. Şimdi bunun bozulmasından korkmasını anlamamak mümkün değil. Ancak bu korku duygusu acaba kocası için her şeyin en iyisini sunma kaygısını da beraberinde mi getiriyor. Bu çok önemli. Mesela neden hep kocasını memnun etmeye çalışıyor. Yemekler, ütülü yataklar, seksi çamaşırlar… Bunların hepsi çok doğru gibi görünen yanlışlar olmasın sakın!

Basit bir örnek verelim. Çocuğunuza her gün bir oyuncak alırsanız bir süre sonra bu onun için o kadar doğal bir hale gelir ki, oyuncak almadığınız gün size küsebilir. Ama her gün alınan oyuncak da bir süre sonra değerini yitirir. Çocuk oyuncağa şöyle bir bakar, sonra onu bir kenara atar. Oynamaz bile. İlişkilerdeki davranışlarımız da tıpkı alınan oyuncaklar gibidir. Eğer her gün eşinize mükemmel bir şeyler sunarsanız bir süre sonra “mükemmellik” kavramı anlamını yitirir. Onun için sıradanlaşmaya başlar yaptıklarınız. Hatta görmez olur.

Bu noktada her şeyi doğru yapayım derken hiç bir şeyi doğru yapamayan binlerce kadından biri olursunuz. Bırakın eşiniz her gün üç çeşit yemek yemesin. Her gece sizi en seksi halinizle görmesin. Beklemeyi öğrensin. Örneğin haftada bir görsün sizi öyle ve o gecenin kıymetini bilsin. Haftada sadece iki kez mükellef bir sofraya otursun ve sizin mutfakta geçirdiğiniz zamanın hakkını versin. Her şeyi önüne hazır bir şekilde sunarsanız bunun kıymetini neden bilsin ki! Zaten evlisiniz. Diğer bir deyişle, onun için zaten garantisiniz!

Sevgili okurumuza en önemli tavsiyemiz evliliğini ayrılma korkusu üzerine inşa etmemesi gerektiğini söylemek olacak. Çünkü ne kadar hissettirmese de eşi bunu hisseder. Korkularının üzerine git. Kendine güven ve eğer evliliğinde heyecan yaratmak istiyorsan her gün yaptığın şeyleri yapmayı bırak. Seni beklemeyi öğrensin, seni hayal etmeyi yeniden hatırlasın. Capito?

Tanışırız elbet. :)

Siz yazın biz mutlaka size döneriz! İnanmazsanız deneyin. :)