Hatıramdaki Mezeler: Maria Ekmekçioğlu
“Çilingir, anahtarlarımızı unuttuğumuz zaman kapımızı açan ustadır. Çilingir sofrası da kurulduğu zaman mezesiyle, içkisiyle kalpleri açar. Sohbetin anahtarıyla gönlümüz açılır. İşte meze ve sohbet dolu sofralara çilingir sofrası denilmesinin sebebi budur.”
-Kiryako Ekmekçioğlu
Maria Ekmekçoğlu’nun İnkılap Kitabevi’nden çıkan Hatıramdaki Mezeler kitabı bana geleli bir ay kadar oluyor. Meze tarifleri içeren bu kitabı okuyarak değerlendirmek mümkün olmadığından her hafta bir kaç mezeyi deneyerek değerlendirmeyi uygun buldum.
Kandilli’de doğan Maria Hanım yazlarını Heybeliada ve Kınalıada’da geçirdiği bir çocukluk ve gençlik döneminin ardından Selanik’te yüksek eğitim görmüş. Orada pastane, İstanbul’da restaurant derken Maria Ekmekçioğlu’nun Rum mezeleri denince akla gelen ilk isimlerden biri olmasına şaşmamak gerek.
[columns]
[column size=”1/2″]“Hele Anılarımız. O kadar çok anı topladık ki anlat anlat bitmiyor. Yaşlanıyor muyuz acaba, yoksa yaşadıklarımız mı çok? Kandilli gibi masalsı bir yerde doğup daha sonra İstanbul ve Adalar’da büyümek, büyüdükçe dünyanın bir çok terini dolaşmak insana hem bir çok anı, hem de bir çok renk, koku ve lezzet katıyor.”
-Maria Ekmekçioğlu[/column]
[/columns]Meze hazırlamanın ve dostlarına ikram etmenin keyfini bilenler bilir. En güzel sohbetler meze sofralarında yapılır. Mezelerin tadı kadar ortamı da önemlidir, bir adabı vardır meze sofrasının. O adab içinde kalplerin kapıları güvenle açılır.
Peki bu dolu dolu meze tarifleri kitabında neler var?
Maria Ekmekçioğlu’nun kitabı meze reçetelerine göre bölümlere ayrılmış.
Deniz Ürünleri bölümünde 19 meze tarifi var. Kızartmalar 6, Zeytinyağlılar 10, Etli Mezeler 8, Hamur işleri 6, Soğuk Mezeler 8 ve Salatalar 4 tarif reçetesiyle kitapta yerini almış. Toplam 61 tarif demek bir sürü çilingir sofrası demek!
Kitaptan Pascal’ın Biber Dolmaları, Sahanda Fasulye Pilaki, Güveçte Patlıcan, Buyurdi, Peynir Sahanaki, Arnavut Ciğeri, Havuçlu-Zerdeçallı Fava ve Maria’nın Salatası’nı denedim. Ben tarif reçetesi doğruluğuna 10 üzerinden 10 veriyorum rahatlıkla. Mezeleri hiç bir şekilde kendi yorumumu katmadan tam tariflerdeki gibi yaptım ve hepsi tuttu. Yani bu kitaptaki reçeteler çok doğru yazılmış.
İşte bu yüzden kitabın değerlendirmesi de bu kadar gecikti zaten. Yapmadan reçetenin doğru olup olmadığından emin olamazdım. Ama şimdi emin olduğuma göre Maria Ekmekçioğlu’nun tüm tariflerini denemeye ve dostlarıma sunmaya hazırım. Çünkü meze kültürünü de Rum mutfağını da çok seviyorum. Aslıyla yaşatmak gerektiğini, korumak gerektiğini düşünüyorum. Çilingir sofralarında dostlarımla kalplerimizin anahtarları değişsin, birinin kapattığı kapıyı muhabbetin anahtarı açsın istiyorum. Bu yüzden de bu güzel kitap için Sayın Maria Ekmekçioğlu’na ve İnkılap Kitabevi’ne çok teşekkür ederim.