Genel,  Mekan-Gezi

Sandalyee Brasserie Tadım Etkinliği

Sıcağı sıcağına yazmak istedim bu etkinliği çünkü sunulan menünün sonu gelmedi, bütün tatları unutmaktan korktum açıkçası. 🙂

Etiler Nispetiye Caddesi No 96’da önceden Limonata olan mekan bir süredir Sandalyee Brasserie olarak hizmet veriyor.

Sandalyee Brasserie’nin dekoru çok güzeldir. Dış tarafta sigara içilebilen alanı büyüktür ve renkli sandalyeler vardır. İçeride de çok uzun bir bar, gruplar için oturma takımları, yuvarlak, dörtgen masalarla çeşitlilik. Havadar bir mekan burası. Işıklandırmasından, tabaklarına her şeyde bir özen göze çarpıyor. Fine Cousine konsepti ile hizmet veriyor.

kaburge-sandalyee

Nelerin Tadına Baktık?

Sandalyee Brasserie’nin Şefi Erkan Yeşil bizim için karma bir menü hazılamıştı. Başlangıcı pastırmalı humus ve zeytinyağlılarla yaptık. Her biri birbirinden lezzetliydi. Ekmeklerle birlikte sunulan zeytinyağı da mis gibi kokuyordu doğrusu.

Daha sonra saatler süren uzun bir marinasyondan geçirilen tavuk kanatları servis edildi. Yanında da levrek marine ve deniz börülceli salata ikramı yapıldı. Salatalar enfesti doğrusu. Her biri tazecik malzemelerle hazırlanmıştı, sosları tam kararındaydı. Levreğe bayıldım diyecekken bu sefer sofaya benim en sevdiğim lezzetlerden biri gelmez mi? Soslu Karides! Gözlerim ışıldadı adeta.

Son yıllarda pek çok mekan soslu karides sunumunu başarıyla yapıyor. Sandalyee Brasserie’nin karidesi tam acıseverlere hitap eder tarzda. Ama öyle boğazı yakan bir acılık değil bu. Bir çok baharatı karıştırmışlar. Adeta sıvı cips gibi bir tadı vardı. Birayla harika gideceğine eminim.

Ahtapot salatası sunumuyla göz dolduruyor. Ahtapotlar güzel pişirilmiş ama dedikeri gibi damla sakızı tadını alamadığımı itiraf etmeliyim.  Ahtapot salatayla birlikte de yine enfes bir detoks salatası da yeme fırsatı bulduk.

Başlangıçlarda lorlu armutlu çıtırı atladım. Önce salça sosu olmayan bir pizzaya benzettik. 🙂 Yufkanın üzerine şık bir atıştırmalıktı doğrusu.

kaburge-sandalyee

Burger Şöleni

Bugünlerde nereye gitsem gözüm burger arıyor. Burada da burger olduğunu öğrenince sevinmedim değil. Gelen trio burger yumuşacıktı ve köftesi de çok lezzetliydi. Ama yanındaki patates,  burgerden rol çaldı resmen. Trüf yağında kızartılmış baharatlı patateslere bayıldım, bayıldım, bayıldım. Sadece ben de değil. Bir anda hepimiz patates yemeye başladık. Ama bir yerde dur dedim kendi kendime. Çünkü sunum devam ediyordu.

Trio burgerlere harika derken kocaman steak burgerlerle karşılaştık bu sefer. Steak burger tek başına bir menü. O kadar doyurucu bir öğün. Minicik steak tadına baktım. Gerçekten suyu kaçmadan pişirilmiş, lezzetli bir etti.

Özel poşede 65 derece de pişen poşe somon row food severlerin gözdesi olmaya aday. başka lezzetlerin arasında benim favorim olamadı ama somon severlerin bu lezzete kayıtsız kalacağını sanmam.

Deniz mahsullü mürekkep balıklı makarna… Bu tat bana çok ağır geldi. Kötü müydü, hayır. Ama belki de bu kadar karma bir menüde bu kadar rezonansı yüksek bir tadı kaldıramadım.

Son olarak dana kaburgadan bahsetmem gerekiyor. Arpa şehriye risotto yatağında ikram edilen kaburgada havuç püresi de vardı. Ben kaburgayı Mardin, Diyarbakır’da çok iyi örnekleriyle tattığım için bu konudaki damak tadıma da güveniyorum. Evet yenilikçi bir dana kaburga bu. İçinde demi glace sos mu var diye düşündük. Çünkü tatlımsıydı. Havuçun şekerli tadı verdiğini öğrendik. Çok lezzetli bir et, çok iyi bir pişirim ama benim için klasik kaburganın tadını tutmadı. Ama yine de, evet yine de diyorum Avrupa tarzı et yemeklerine alışkın olanların çok seveceğine eminim.

Son dedim ama son kavramının hakkını tatlı verdi. Passion Fruit (çarkıfelek) ve mango ile hazırlanmış puding enfesti. Hafif, serin, lezzetli… Daha ne olsun. Üzerinde yenebilir toprak ve nane ile unutamayacağım bir tattı doğrusu.

Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar şeyi nasıl yedin, yediniz? Tabi ki bu tadım etkinliklerinde her şeyi yememiz mümkün değil. 🙂 Çoğu şeyi sadece bir çatal alıp tadına bakıyoruz. Adı üstünde tadım etkinliği. Zaten normalde de deniz ürünleriyle dana kaburgayı, burgerle, risotto’yu pek birleştirmeyiz değil mi? 🙂

Bu güzel etkinlik için Sandalyee Brasserie ekibine ve Marka Sanat’a çok teşekkürler.

 

Tanışırız elbet. :)

Siz yazın biz mutlaka size döneriz! İnanmazsanız deneyin. :)