Meyhane İhmale Gelmez..
Aslında ihmal etmedim de bir türlü yazıya başlayamadım desem… Sevgili gezginnerede.com Evrim İncesu’nun davetiyle Asmalımescit’in dar sokaklarından geçerek Şehbender 14’te çok güzel bir akşam geçirdik geçenlerde. Doğrusu gergin bir günün sonuydu ve ufak bir blogger grubu olarak toplandık. Bu sefer tadım bir yana blogger arkadaşlarla sohbet daha fazla ön plandaydı. Eh zaten meyhaneye de muhabbet yakışır değil mi?
Meyhane gerçekten de ihmale gelmeyecek bir mekan. Müdavim olur da bir süre gitmezseniz meyhane küser. Meyhaneci de müdavimini arar. Hatta diğer müdavimlerin bile gözleri arar sizi bir süre sonra. Çünkü diğer yeme içme mekanlarından farklıdır meyhane denilen mekan. Burada meyle ney, hüzünle mutluluk, muhabbetle suskunluk bir arada yaşanır. Hem de aynı anda… Bütün bu duyguların bileşimine de efkar deniyor sanırım.
Şehbender 14’ün mimarisine bayıldığımı söylemeliyim. Küçük yerleri severim. Eski Rum mimarisinin karkas tavanı ve beyaz kireç boyalı taş duvarlardaki varak aksesuarları ile daha ilk bakışta “hadi içelim” dedirtiyor zaten. Burada bildiğimiz klasik rakıların yanı sıra çok farklı alkollü içkiler de servis ediliyor. Ön tarafta bir oturma salonu, ortada büyük masalı bir servis alanı, arkada da adeta sota sayılabilecek iki odacıklı düzen dikkat çekiyor. Bir de en arkada uzun bir yer var ki orayı görünce zaten önde oturmak istemeyebilirsiniz.
Şehbender 14 yurtdışındaki turizm kitaplarına da girmiş bir meyhane. El değiştirdikten sonra biraz tadilat görmüş ve yeniden hizmete başlamış. Eski yaprak ciğerin tadını korumaya karar vermişler burada, iyi de yapmışlar. Çünkü bu tür mekanlarda lezzet sürekliliği de çok önemli.
Küçük blogger sofamızda önce meze tabağı ile servis başladı. Şekersiz rakı ile klasik mezeler çok iyi gitti gerçekten de. Mezelerin tadı ortalama düzeydeydi. Patlıcan salatasını beğendim. Peynirleri kaliteliydi. Ben biraz eski tarz meyhane kültürü severim. Rakının yanında en iyi kalite bir beyaz peynir çıkarıyorlarsa o meyhaneye kafadan beş puan veriririm mesela. Peynir güzeldi….
Meze tabağında topik görünce ayrıca sevindim. Çünkü her yerde bulunmuyor ve topik yapayı bilen bir şef varsa mutfakta, bu iyi bir şey. Bu lezzetler yaşatılmalı.
Yeşil salata da olukça lezzetli ve temiz. Mezelerden sonra Şehbender 14’ün speciali olan yaprak ciğer servis edildi. Doğrusu ciğer seven biri bunu yemek için gelebilir sürekli, o kadar lezzetliydi. Aynı esnada paçanga böreği de ikrama dahil edildi, ancak paçangayı biraz yetersiz buldum doğrusu. İçinde paçal adı verilen pastırma köşesi olmalıydı ve malzemesi biraz daha bol tutulmalıydı.
Ciğerin ardından hamsi tava servisi yapıldı. Onu da yerken muhabbetimiz iyice koyulaştı masada ve kahve, çay ikramı ile geceye devam ettik. Tatlı bile istemedi canımız.
Şehbender 14’te hafta sonu daha fazla yoğunluk oluyormuş ve o günlerde incik ile Girit ezmesi gibi özel yiyeceklerin de servisi yapılıyormuş. Biz Girit ezmesinin tadına bakamadık ama çok güzel olduğunu bir kaç kez belirttiler.
Babylon’un hemen çaprazında bulunan Şehbender 14 hafa içleri sakin atmosferi ile rakı eşliğinde dinlenmek isteyen muhabbetseverler için çok iyi bir mekan. Ayrıca küçük toplantılar için de çok uygun. Güleryüzlü ve sakin bir servis anlayışı var burada. Abartmadan, ihmal de etmeden… Tam meyhane gibi işte….
Şehbender 14 etkinliğimize ait fotoğrafları sosyal medyada #sehberner14 hashtag’i ile takip edebilisiniz.